Saturday, November 22

o

Posted by Picasa

Sunday, November 9

Posted by Picasa
Posted by Picasa
Posted by Picasa
Posted by Picasa
Posted by Picasa
Posted by Picasa
Posted by Picasa
Posted by Picasa

Saturday, November 8

cemal yok bu sabah

kimbilir nerde söndürdü kandili

itoğlu it

küfe küfe dolaşmıştır Allah bilir

bütün gece, o ev senin bu ev benim...

ne ki...

gelip geçiyor işte hayat

kısa günler gibi

geriye kalan bardağın dibinde

yuvarlanan o son damla

içsek de bitecek içmesek de

buharlaşıp içinden içimizden çıkıp gidecek

karışacak önce göğe

yağacak sonra bereket olup toprağa

kırışmış ellerimiz işlerde

ve ak saçlarımızda ses yaşımız

sayabilirsiniz günlerimizi sakladık saçlarımıza

fondip

şerefe yaşandı bu hayat

hepinizin şerefine!

şerefinize...

haberli değiliz birbirimizden

herkes işinde gücünde

kimi derdinde kimi aleminde

kalabalıkta da kaybolunur bazan

duymaz görmez olur

duyulmaz görülmez

bir düşüncede yapayalnız

dalar gider uzaklara kasketinin altında

bir ara bakar bir ara görür yalnızlığı

seyreder gizlice gözüne bir göz daha takıp

ışık düşen omzum ak saçlarım

armağanım

kasketim kalpağa düşmüş sarığım

sinek kaydı sakalım

telve pütür pütür dilimde

kağıdın iyisi elimde

ve bütün hayatım

yüzümde

tek söz ettirmem

enine boyuna yaşadık

kimi beraber

kimi tek

içtenlikle

güneş bu

engel olamaz sömürü

binlerce ışır yoksul pazarcı sokaklarına

sevgi olur çocukların masum saçlarında

biraz hınzır, biraz acımasız

kaçan güneşli bir kedinin ardında akarlar hayata

yoksul oyunu böyledir, oyuncaksız

üşüseler de küçücük paltosuz

pencerelerde duman duman boru bacalar seslenir

anne gibi...ev, sıcacık