cemal yok bu sabah
kimbilir nerde söndürdü kandili
itoğlu it
küfe küfe dolaşmıştır Allah bilir
bütün gece, o ev senin bu ev benim...
ne ki...
gelip geçiyor işte hayat
kısa günler gibi
geriye kalan bardağın dibinde
yuvarlanan o son damla
içsek de bitecek içmesek de
buharlaşıp içinden içimizden çıkıp gidecek
karışacak önce göğe
yağacak sonra bereket olup toprağa
kırışmış ellerimiz işlerde
ve ak saçlarımızda ses yaşımız
sayabilirsiniz günlerimizi sakladık saçlarımıza
fondip
şerefe yaşandı bu hayat
hepinizin şerefine!
şerefinize...
güneş bu
engel olamaz sömürü
binlerce ışır yoksul pazarcı sokaklarına
sevgi olur çocukların masum saçlarında
biraz hınzır, biraz acımasız
kaçan güneşli bir kedinin ardında akarlar hayata
yoksul oyunu böyledir, oyuncaksız
üşüseler de küçücük paltosuz
pencerelerde duman duman boru bacalar seslenir
anne gibi...ev, sıcacık