ekim’lerde sazlıklardan duyulur yağmurda yaklaşan sesiniz
o sersem kırlangıçlar çıkmaz yuvalardan çoğu gitmiş
baldan tatlı sözleriniz
ellerinize bıraktığımız gül kokusu
yeşeren gözleriniz
biz miyiz kalan yerli yerimizde
yoksa siz mi çoktan alıp gittiniz başınızı
bilmezdim beyazdan da beyazı
buğday kırıklarıydı dokundu apansız saçlarımıza
erken olduğunu söyleyemedik
kılı kırk yaran ömrümüz düşmüş sizinkinin peşine
oysa siz rahat, gamsız
ne tasa
onu da bize miras bıraktınız
ekim’lerde sazlıklardan duyulur yağmurda yaklaşan sesiniz
o sersem kırlangıçlar çıkmaz yuvalardan çoğu gitmiş
No comments:
Post a Comment