...ve horgörüden kaynaklı olduğunu düşünerek kızdıklarını bilmeme karşın, en çok benimseyip sevdiğim; içinde en ufak horgörü olmaksızın kullandığım; en çok yakıştırdığım 'çingene'... ÖZGÜRLÜK
Deneyimlerimizin sonuçları kimi zaman itirazımızla kimi zaman da kabulümüzle karşı karşıyadır. Tüm yaşadıklarımız arasında o sonuçlarına itirazımız olmayanlar bizi değiştirmesine iznimiz olanlardır. Yaklaşık olarak o değişim noktasının koordinatlarındayızdır zaten. Olacağımız kişiye ve özelliklerine yakınızdır. Seçtiğimiz ve istediğimizdir... Başka hiçbir etki ile değişim mutluluk verici değildir. içinde özgürlüğü barındırmayan diğer herşey gibi... Çok derinlere ilerlemek gereksiz; durum ve sonuç zaten ortada; içimizden gelen doğru ve mutluluğumuzun garantisidir. Çingeneler -asümile olarak özelliklerini yitirmiş olanlar konumuzun dışında elbet- her zaman içgüdüsel hareket eder, kuralların varlığını dahi kabul etmez, kırbaç eğitiminden geçmiş topluluk, toplum ya da adını uygarlık diyebileceğimiz birarada yaşama amacı uğruna ortak paydalarda buluşma yolunu benimsemiş olanların aksine 'diğer' ya da 'öteki' güdümüne tamamen aykırı hareket eder. Terbiyesiz oldukları kanısı da ne ettikleri küfürden ne ahlak dışı bir yapı sürdürüyor oluşlarındandır. Kaldı ki bu tarz bir durum söz konusu dahi değildir. Terbiyesiz bulunmalarının tek sebebi geçmedikleri, reddettikleri ve geçmeleri sağlanamayan kırbaç eğitimlerinin eksikliğindendir. Özgür olmayan bir dünya da özgür kalarak yaşamakta direnmek düpedüz terbiyesizliktir. Tarihin kimi dönemlerinde, bazan bu terbiyesizlerin bizzat kendileri bazan da onlarla ortak özellikler gösteren benzerleri büyük bir terbiyesizlik ederek iktidarları eleştirmeye, haklarını korumaya, güç elde etmeye hatta iktidara talip olmaya kalkışmışlardır. Elbet düzenli toplumların düzenli kolluk güçleri her zaman, tehlikeyi bertaraf etmeyi başarmıştır. Ancak bugün kırbaç eğitiminin en alasından geçmiş bizler bile biliyoruz ki; insanlık onurundan bahsedilebilecek örneklerin oluşabilmesi kolluk güçlerinin değil terbiyesizlerin kazandığı zaferlerle mümkündür. Fakat, özgür olmaktan ve özgür olandan korkumuz öylesine büyüktür ki hemen hemen her seferinde insanlık onurunu feda ederiz. Her birimizin günün birinde bir gitané, bir gipsy, bir roman, bir 'ÇİNGENE' gibi ve kadar cesur olabilmesi en büyük dileğim... O zaman bizi mutsuz ettiğinden şikayet ettiğimiz dünya gözümüze biçimini bizim verdiğimiz çirkin ve kirli yüzüyle değil de asıl sahip olduğu biçimiyle, parlak ve doğal yüzüyle görünebilir.