Saturday, November 8

bebek’te kahveden bakıyorum

yağmur dökülüyor inceden

karşı kıyıda akça pakça Kanlıca

yıldızlara gömmüş başını yosma

eskilerden bana sevdalı

seyre dalmış yakamozlanan boğazı

ben yudum yudum çayımda

son dörtlükte döneniyor aklım

iki yanda Arnavutköy, Kuruçeşme

aynı önemsiz anının kahramanları

gülümsüyorum şaşkın kahveciye

gözümde o gece

vapur dolusu insanlar gelip geçiyor

insanlardan da çok duygular

kalabalık velhasıl, kalabalığım

bardak dolu yine

hem çay şimdi daha sıcak

gözümde tütüyor gözümün önünde Kanlıca

ve bir kere elini tutmadığım o yosma

No comments: